
Kredi… New York Times’tan Linda Xiao. Yemek stili: Sue Li. Prop stilisti: Sophia Eleni Pappas.
Muhtemelen beni rahatsız eden “yıpranmış” değiştirmişti. Her şeyin çok basit olması gerekiyordu. Kilerdeki malzemeleri kullanarak 30 dakikadan kısa sürede hazır olan süper hızlı bir taban tarifi yazacaktım. Lezzetli. Kolay. Daha fazla işlenmesi gerekmiyor yok.
Tek değişkenli ana içerik olabilir: tereyağlı fasulye, ya da dev limasalar diye de bilinirler diye düşündüm. Almaya yönelik dolgun ve kremsi kavanozlu kişilerin Britanya dışında o kadar kolay temin edilebildiğim, bu nedenle ev aşçılarına, hangi fasulyelerle başlarlarsa başlasınlar – bir kavanozdan veya konserveden veya kurutulup ısıtılıp sıfırdan pişirildiğine süt güvencesi sağlamak için aklımın bir köşesine not edilmesi. — taban yine de lezzetli olur ve iyi çalışırdı. Rahatlamak. Sorun değil. Her şey yolunda.
Tarif: Kıvırcık Soğanlı ve Konserve Limonlu Tereyağlı Fasulye Tabanı
Ancak hayatta olduğu gibi yemek tarifi yazarken de, sakinleşip rahatlamanız söylenmesinden daha az güven verici veya rahatlatıcı çok az şey vardır. Tarifin yaratıcılığının kolay havadar olması her şeyin yolunda ve güzel. Peki o zaman bu belirsiz güveni, aynı tarif yazarının diğer pek çok konuda bu kadar spesifik olabileceği gerçeğiyle nasıl bağdaştırabilirsiniz?
Bu paradokslar — rahat ol, sorun yok! rahatlamayın, kesin olun! —sadece aynı tarife değil, aynı malzemede bile oluyor. Pek çok tarife “bir yerde bir yokmuş”un pek çok hikayede yaptığı herşeyi başaran bir soğanı ele alıyor. Bir yandan çok temel ve tanıtıcı, aynı zamanda da insanı yükseltiyor Bu yüzdenbirçok soru. Gelişmek ne türzaman? hikaye okuyucusu merak edebilir. Hangisisoğan mı tam olarak? Tarifi okuyan kişi düşünüyor. Beyaz mı yoksa kırmızı mı? Büyük mü, küçük mü, orta boy mu? O kadar çok değişken var ki, biz yazarların hiçbirinde zerre kadar uyumlu görünmüyor.