Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye ve Katar’ın Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme İçin Endüstriyel İştirake Katılım Dokümanını imzaladıklarını belirterek, “Türkiye’nin iştirakinin, tüm ortak ülkelere kıymetli yararlar sağlayacağından eminiz. Katar’ın iştiraki, endüstriyel işbirliğini daha da geliştirecek ve çeşitli dallarda daha sağlam işbirliklerinin önünü açacak.” tabirini kullandı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya nazaran, Kacır, Katar’da Sürdürülebilir Ekonomik Kalkınma için Sanayi İştiraki Yüksek Komite Toplantısı’na katıldı.

Kacır, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, sürdürülebilir ekonomik kalkınma için sanayi paydaşlığı kapsamında 2022’de başlatılan çalışmalara büyük kıymet verdiğini hatırlattı.

Bu teşebbüsün, tedarik zinciri güvenliğinin güçlendirilmesi, yerelleşmenin teşvik edilmesi, entegre katma bedelli üretimin teşvik edilmesi ve en son olarak üye ülkeler ortasında sürdürülebilirlik odaklı ekonomik büyümeye ve çeşitlenmeye katkıda bulunulmasında kıymetli bir rol oynadığını bildiren Kacır, “Bu, günümüz konjonktüründe refah ve refahın en değerli katsayısı olan karşılıklı bağımlılık yoluyla bölgesel barış ve istikrara kesinlikle katkı sağlayacak. Türkiye’nin iştirakinin, tüm ortak ülkelere değerli yararlar sağlayacağından eminiz. Katar’ın iştiraki, endüstriyel işbirliğini daha da geliştirecek ve çeşitli bölümlerde daha sağlam işbirliklerinin önünü açacak.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’de 83 binden fazla memleketler arası şirket faaliyet gösteriyor”

Türkiye’nin, dirençli ve süratli büyüyen iktisadıyla iş dostu siyasetler, derin yetenek havuzu ve Avrupa, Asya ve Afrika ortasında köprü oluşturan stratejik pazar erişimi sunduğuna dikkati çeken Kacır, ayrıyeten ülkenin 4 saatlik uçuş aralığıyla 1,3 milyar nüfusa, Avrupa, Asya ve Afrika’da toplam 28 trilyon GSYH pahasında pazara kolay erişim imkanı sağladığını vurguladı.

Kacır, AB ile Gümrük Birliğinin, Türkiye’de üretilen eserlerin bu pazarlara gümrük vergisi olmadan girebilmesini sağladığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Güçlü üretim tabanı, dinamik iş gücü ve gelişmiş lojistik altyapısıyla Türkiye, çok uluslu şirketlerin AR-GE merkezleri, tasarım üniteleri, satın alma ofisleri, lojistik merkezleri ve bölge genel merkezlerini işlettiği bölgesel bir güç merkezine dönüşmüştür. Şu anda Türkiye’de 83 binden fazla milletlerarası şirket etkin olarak faaliyet göstermektedir. Global paha zincirlerine entegre olma yeteneğimiz, hem ihracat eserlerimizi hem de pazarlarımızı çeşitlendirmemize ve sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlamamıza imkan tanıdı. Ayrıyeten, yüksek katma pahalı ve teknolojik açıdan gelişmiş üretime olan güçlü bağlılığımız, global rekabet gücümüzü değerli ölçüde artırdı. Sadece geçtiğimiz yıl toplam ihracatımızın yüzde 41’ini orta-yüksek ve yüksek teknolojili eserler oluşturdu. Türkiye, 2024 yılında ihracatta tarihi bir dönüm noktasına ulaşarak, 262 milyar doları aştı. İhracatımızın yüzde 94,1’ini sanayi eserleri oluşturuyor.”

“Maden çeşitliliği bakımından 10. büyük ülkeyiz”

Türkiye’nin, geniş yeteneklerinin bu paydaşlığın stratejik maksatlarına kıymetli katkı sağlayacağından emin olduğunun altını çizen Kacır, şu sözleri kullandı:

“Verimli topraklarımız ve farklı iklim şartlarımız, güçlü bir tarım kesimini garanti etmektedir. Türkiye, 2,2 milyonun üzerinde üretici ve 30 bin şirketin desteklediği dünyanın önde gelen tarım üreticilerinden biridir. Ziraî üretim açısından Türkiye, 2023 yılında toplam 68,5 milyar dolarlık ziraî üretimle, Avrupa’da birinci sırada yer aldı. Türkiye ilaç kesimi dinamik ve stratejiktir. Şu anda 169 ülkeye 12 binden fazla eser ihraç ediyoruz ve piyasa bedeli 2,2 milyar doları aşıyor. Ülkemizin endüstrileşme stratejisinin tarihi bir temel taşı olan dokuma bölümü, süratli geri dönüş müddetlerinden, kıymetli pazarlara yakınlıktan ve yenilikçi dizayndaki güçlü yeteneklerden faydalanmaktadır. Türkiye, hem hazır giysi hem de dokumacılık ve ham hususlarında dünyada 6’ncı sırada yer alıyor. Ülkemiz, 694 milyon tonun üzerinde rezerviyle, Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci az toprak element rezervine sahiptir. Türkiye, maden çeşitliliği açısından 10. büyük ülke olup, 60’a yakın farklı cinste maden çıkarmaktadır. Bilhassa dünya doğal taş rezervlerinin yüzde 40’ına sahip olmamız, global madencilikteki değerimizi pekiştiriyor. İttifak üyeleri ile potansiyel işbirliği alanlarına bakıldığında, Türkiye 55 milyar dolarlık kimya sanayi ithalatçısıdır.”

“Endüstriyel Paydaşlık Entegrasyonu bölgemizin global rekabet gücünü artırmada değerli bir rol oynayacak”

Kacır, rekabetçi global ortamda bölgesel işbirliğinin değerinin arttığını vurgulayarak, “Endüstriyel Paydaşlık Entegrasyonu, varlıklı doğal kaynaklarımızı, vasıflı iş gücümüzü, büyük iç pazarımızı ve sağlam altyapımızı sinerjilendirerek, bölgemizin global rekabet gücünü artırmada kıymetli bir rol oynayacak.” tabirini kullandı.

Teknolojik gelişmeler ve işbirliğinin, ekonomik büyümenin ve paydaşlığın temel itici gücü olduğunu işaret eden Kacır, sürdürülebilir kalkınma gayesine ulaşmak için teknoloji odaklı yaklaşımla işbirlikçi projelerin hayati kıymet taşıyacağını bildirdi.

Kacır, dijital dönüşüm, yarı iletkenler, çipler ve yapay zeka üzere yeni gelişen alanların tüm endüstriyel bölümlerde verimliliği artıracağını, maliyetleri düşüreceğini ve inovasyonu teşvik edeceğini belirtti.

TÜBİTAK BİLGEM’in tarımdan ilaca kadar çeşitli dallarda ileri teknolojiler geliştirdiğine değinen Kacır, “Dijitalleşme ve yapay zeka konusundaki uzmanlıkları, üretim sistemlerinin optimize edilmesine yardımcı oluyor ve bu işbirliğine dahil olan ülkeler için değer biçilmez bir ortak olacaklarına inanıyoruz. Türkiye, ekonomik çıkarların ötesinde, tüm üye devletlerde işbirliğini geliştirmeye derinden kararlıdır. Biz yalnızca ortak değiliz, biz kardeşiz, eski dostuz, hoş ve bereketli bölgemizin koruyucularıyız. Bu büyük bağlar işbirliğimizi güçlendirmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ve Katar’ın da üyeliğe iştirakiyle üye devletlerin sayı 7’ye yükseldi

Açılış konuşmalarının akabinde, tüm üyeler tarafından Türkiye ve Katar’ın Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme İçin Endüstriyel İştirake iştirak dokümanı imzalandı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Ürdün Mayıs 2022’de Abu Dabi’de gerçekleştirilen paydaşlık lansmanı ile yeni endüstriyel fırsatların kilidini açmak ve iştirakçi ülkelerde, öncelikli besin ve tarım, gübre, ilaç, dokumacılık, mineraller ve petrokimya üzere alanlarda sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak için Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme İçin Endüstriyel Ortaklığı’nı duyurdular.

Kahire’de 2022 yılında gerçekleştirilen 2. Üst Komite Toplantısı’nda Bahreyn, Bahreyn’de 2024 yılında gerçekleştirilen 4. Üst Komite Toplantısı’nda Fas iştirake katıldı. Türkiye ve Katar’ın da üyeliğe iştirakiyle üye devletlerin sayı 7’ye yükseldi. Paydaşlık kapsamında üye ülkeler, kaynakları ve sanayileri entegre ederek ve rekabet avantajlarından yararlanarak kendi sanayi bölümlerini büyütmek için işbirliği yapacak.

Söz konusu paydaşlık ile üretim maliyetlerinin azaltılması, tedarik zincirlerinin garanti altına alınması, daha fazla iş fırsatının yaratılması, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulması, kendi kendine yeterliliğin teşvik edilmesi, endüstriyel büyümenin ve rekabet gücünün artırılması hedefleniyor.